top of page

G House
Type
Residential
Year
2020
Architect
PIN Architects
Builder
Evv Yapı Üretim
Photography
İbrahim Özbunar
Award / Publication
G House, Türkiye'nin güneybatı kıyısındaki Muğla ilinin Gökçeovacık mevkiinde güneydoğu-kuzeybatı ekseninde uzanan bir vadinin kayalık yamacında konumlanmaktadır. Ege ve Akdeniz bitki örtüsünün kapladığı bu yeşil vadide tek katlı cam cepheli ve çelik konstrüksiyon yapı, toplamda 50 m²'ye varan açık teras alanıyla 75 m² kapalı alana sahiptir.
Ev sahibinden projenin nasıl başladığının kısa öyküsü:
Yağmurlu bir Ocak ayında G Evi / G House'un yapılacağı yere ilk ziyaretimizi yaptık. Otomobillerin ulaşabildiği yere kadar gidip sonrasında birkaç dakikalık bir yürüyüşle ulaştığımız yer, Gökçeovacık mevkiinde kayalıklar ve zeytin ağaçlarıyla çevrili derin bir vadinin yamacındaki büyük bir kısmı arsa içerisindeki etkileyici büyüklüğü ve yağmur sularının binlerce yılda aşındırdığı olağanüstü güzellikteki yüzey ve kütle formuyla bir kireçtaşı kaya kütlesi ve etrafındaki 1 dönüm üzerindeki doğa parçasıydı. Göcek Adası ve komşu adaları gören bu kayalıklar üzerinde hafifçe ciseleyen bir yağmur altındaydık. Bahar ve yaz aylarında olağanüstü güzellikte kokuları ve renkleriyle bizi karşılayan bir doğanın rüzgar, kırlangıçlar ve ağustos böcekleriyle coşkulu görüntüsü, o anda sadece yağmurun sesiyle bizi karşılamıştı. Gri bulutlarla kaplı gökyüzü denize doğru yer yer ardında güneşin olduğunu bize anlatır gibi parlak beyazlıklar serpilmiş şekilde üstümüzdeydi. Doğanın renkleri ve yeşilin tonları yağmurun temizlediği gökyüzünden alabildiğine denize doğru uzanıyor ve koyu bir mavilikle ufukta bulutlarla birleşiyordu. Inebildiğimiz yere kadar kayalıklardan aşağı doğru arsanın sınırlarını görmek için indiğimiz sırada yağmur şiddetini arttırmıştı. Ege ve Akdeniz bölgesinin o coşkuyla yağan yağmurlarından birine yakalanmıştık. Etrafımızda altında sığınabileceğimiz büyüklükte bir ağaç bile yoktu; tekrar tırmanıp araçlara gitmek bir seçenek olmaktan çıkmış ve yağmura bırakmıştık kendimizi. Bir kayanın üzerinde yağmurda sırılsıklam olmak ve bundan şikayet etmemek. Bu deneyimler kuşkusuz mimarın, proje yapacağı yer ile kurduğu ilişkiyi etkiliyor. Ev sahibi bu deneyimlerin pek çoğunu orada yaşayacağı evin hayalini kurduğu zamanlarda defalarca farklı şekilde yaşamıştır. Günün neredeyse kalan diğer yarısı proje ile ilgili konuşmak için bir soba yanında kurumaya çalışarak geçti. Ve aslında, ne ilginçtir ki, mimarlar bu yapıları tam da bu koşullardan korunmak ve kullanıcılarının barınabilecekleri bir yuva inşa etmek için tasarlıyorlar. Mimar bu deneyimler ve duygular üzerinden ev sahipleri ile bir empati kurabildiği ölçüde o yapı da kelimenin anlam karşılığı bir konut tanımından çıkmaya başlayarak ev ve yuvaya dönüşmeye başlar. Pek çok deneyim orada fiziksel anlamda bir ev olmadığı zaman yaşanır, doğanın içindesinizdir bir yapının içinde değil. Buna rağmen, bir doğa parçasının içerisinden dışarıyı yaşayabileceğimiz bir yapı nasıl yapılır? Halen peşinde olduğumuz sorulardan birisi de bu.
G House, yapım aşamasında ve tamamlandıktan sonraki her ziyaretimizde bize başka deneyimler sunan bir yapı. Tam da doğanın içinde olmak tanımının karşılığı. Yapının zeminle olan ilişkisi de sadece taşıyıcı ayaklarının bağlandığı münferit temel parçaları ile sağlanmıştır. Yapının çevresinde araziye inşa edilmiş herhangi bir sert peyzaj elemanı kullanılmamıştır. Bitki örtüsü ve toprak üst örtüleri bozulmamıştır. Yapının su deposundan su ihtiyacı ve elektrik ihtiyacı güneş enerjisi panellerinden üretilmektedir. Tamamen cam olmasına rağmen, altyapısına rağmen henüz bir klima kullanımı mevcut değildir. Yapı, vadiye ve eğime paralel olarak konumlandırılmıştır. Deniz cephesindeki kayalıklara ve giriş tarafındaki eve ulaşılan doğal düzlükle bağlanan bir platform ile zemine bağlanır. Yapının oturacağı alan veya giriş kotları doğal kotlardır. Yapının oturduğu hiçbir alanda istinat duvarları yoktur.Yürümenin bile zor olduğu bu olağanüstü doğa parçasında küçük bir evde bir yaşam düşlemek ve bu düşü gerçekleştirmek için mimarla diyalog ve yüklenici firmayı, üstelik kısıtlı bir bütçeyle, yapmaya ikna etmek muhtemelen en zorlu kısımlardı.
G House, Türkiye'nin güneybatı kıyısındaki Muğla ilinin Gökçeovacık mevkiinde güneydoğu-kuzeybatı ekseninde uzanan bir vadinin kayalık yamacında konumlanmaktadır. Ege ve Akdeniz bitki örtüsünün kapladığı bu yeşil vadide tek katlı cam cepheli ve çelik konstrüksiyon yapı, toplamda 50 m²'ye varan açık teras alanıyla 75 m² kapalı alana sahiptir. Yapı formu, planda vadinin eğimine paralel bir dörtgen şeklindedir ve belli bir açıyla dönen ve denize bakan dar cephesi, bakışı manzaraya yönlendirir.
Diğer yandan, bu kadar eğimli bir arazide doğaya en az müdahale edecek şekilde ve sonrasında da ekolojik anlamda sürdürülebilir bir yapıyı tasarlamaya giriştik. Yapabileceğimiz maksimum kapalı 75 m²'lik alanı yaşam alanı, mutfak, banyo ve 1 yatak odası ile giyinme ve diğer ihtiyaçlar için depolama alanı olan bir niş ile planda kurguladık. Yaşam alanının mutfak ve arkasında banyo ve dolap, bunların arkasında ise evin her iki yanından koridorla bağlanan bir yatak odası ile tamamlanan bir dikdörtgen plan şemasıdır. Geçiş alanları, içinden geçilen mekanların birer parçasıdır ve bir tarafta depolama, diğer tarafta ise WC'nin lavabosunun olduğu nişleri içerir. Mekanlar arasında herhangi bir kapı veya dolap kapağı gibi elemanlar yoktur. Tamamen açık planlı bir şemaya sahip olan evin her noktası kullanılmaktadır. Mutfak adası ve yaşam alanındaki şömine ile belli alanların fonksiyonları tanımlanmıştır. Ev çepeçevre bir teras ve saçakla çevrilidir. Strüktürün ve çevre şartlarının yarattığı inşai zorluklar ve bütçenin imkan verebildiği ölçülerde mimari ve strüktür tasarımı yapılmıştır. Tamamı çelik konstrüksiyon olan yapının cepheleri tamamen cam olup, ihtiyaç olan birkaç yerde dolu duvar uygulamalı yapılmıştır. Bu kadar zorlu bir coğrafyada kısıtlı bir bütçe, maksimum yaşam alanı ve iyi bir mimarlık, bunlar her zaman ustalıkla bir araya gelebilen unsurlar değildir. Buradaki strateji, hem mimari tasarımı belli bir düzeyin üzerinde tutmak hem de bütçe optimizasyonu yaparak doğru şekilde bir mimarlık üretmektir. Dolayısıyla bir yandan fonksiyon, diğer yandan doğru malzeme seçimleri ve bir yandan da deneyim odaklı bir mimari tasarım. G House, bir doğa parçası içerisinde bir yapı olarak var olmanın en şeffaf hali olmaktır, dersek belki kısaca yapıyı özetlemiş oluruz. Yapıda kullanılan malzemelerin geri dönüştürülebilir olmasından, camların çevreyi yansıtıcı özellikleri sayesinde bir illüzyon yaratmasına kadar pek çok özelliği ile orada bir yaşam süresinin ötesine geçmeyecek bir geçici bulunma halini de temsil etmektedir.
PIN Architects ofisinde ilk toplantıda bize gönderilen dijital haritanın 3 boyutlu yazıcı ile üretilmiş bir arazi maketi üzerinden konuşuyorduk. Henüz saha ziyaretimiz olmadığı için proje alanı ile ilgili veriler birkaç fotoğraf ve dijital çizimler ile bu maketti. O an, mimar için önemli karar anlarından birisidir. Teoride, mimar gerçek dünyanın limitleri içerisinde inşa edilmesi mümkün her durumu analiz eder ve çevre faktörleri, mimarlık, teknoloji ve mühendislik alanlarındaki tüm limitleri zorlayabilecek inşa edilmesi mümkün olan her durumda tasarım yapabilir. Fakat kaynaklar her zaman sınırsız değildir. Projenin önemli girdilerinden birisi olan düşük maliyet stratejisi ile fiziksel şartlar birbirlerinin tam zıttı şekilde durmaktadır. Bu durumda inşaatçılar, mühendisler, mimar ve işveren arasında sıkı bir iş birliği kaçınılmaz olmalıdır. Dolayısıyla inşa edemeyeceğinizi düşündüğünüz bir şeyi tasarlamak ve mimari projelerini yapmadan önce konuyu inşaatı yapacak kişilerle de tartışmak, onayını almak ve devamında ilerlemek daha doğru bir karar olacaktır ve öyle de olmuştur. Mimarın ofisi ve saha arasındaki bu işbirliğinin arakesitinde teknik, detay, deneyim ve bilgi tabanında bir işbirliği ile proje süreci başlamış ve ilerlemiştir.
Kırsal
Ekonomik, teknolojik ve çevresel faktörler, esnek çalışma modellerinin çeşitlendirilmesi, internet erişiminin mümkün olması, kentten kırsala göçün bilimsel ve teknolojik anlamda temelini şekillendirmektedir. İklim değişikliği, gıda güvenliği gibi endişeler artarken organik tarım ve permakültür alanındaki gelişmeler hızlanmaktadır. Diğer yandan kırsalda yaşam için gerekli altyapının gelişmesi veya altyapıdan bağımsız bir şekilde enerjisini ve suyunu üreterek ve toplayarak tamamen kendi kendine yetebilen yapılar sayesinde kırsalda yaşam daha cazip hale gelmektedir.Hem estetik hem işlevsel hem de sürdürülebilir çağdaş mimarlık ürünü yapılar, modern yaşamın konforunun da kırsala taşınmasına katkı sunmaktadır.

Project Gallery
bottom of page